BAKTIĞIM AÇI, GÖRDÜKLERİM, GÖRMEK İSTEDİKLERİM VE İSTEMEDİKLERİM; SENSÖRÜME KAYDEDİP ARDINDAN YAZDIKLARIM...
20 Haziran 2010 Pazar
17 Haziran 2010 Perşembe
15 Haziran 2010 Salı
Hakan İşcen'den
yıllardır pencereni kuşatan bulutların ardından
tenine değen ilk ışık demeti; getirdiğim…
bir de aşkın deli cesareti!
kara kuru caddelerden koşa koşa denize açılan
yosun kokulu bir sokak olmalıyım;
elimde değil,
bir kez kırlarına kan yürüdü mayıs’ın…
Hakan İşcen
9 Haziran 2010 Çarşamba
Yafta
6 Haziran 2010 Pazar
Ortada tek bir tayfası bile kalmamış, ancak ne sayısı, ne kimlikleri bilinmez küçücük sandalları ve kürekleriyle fırtınalı denizlerden kurtardıklarının.
Bu gün sandalını indirecek denizden ırak kalmak değil, ihtiyaca yanıt vermekten aciz kalmak "tahlisiyenin" derdi. Soyutlanmış çevresinden, yalnızlığa mahkûm olmuş onca kalabalığın içinde.
Fırtınalı coğrafyalarda yaşam savaşı veren acılı halkların sert rüzgârlarla ulaşan çığlıkları yürekleri tırmalarken güne yaraşır çözüm üretmekten aciz kabadayı tayfalar acaba kimleri yalnız bırakıyor yirmi bir yüzyılı geride bırakmış dünyada?
2 Haziran 2010 Çarşamba
Gizi seremediğinde göz önüne,
Karışır birbirine yönlendirenle yönlendirilen.
Bulanıklaşır hedefleri yüzüyle birlikte yönlendirenin
Medeniyetin aktığı caddelerde toplanan kalabalıklar
Güzelim dillerini bir kenara bırakıp
Kutsallarının dilinde kustuklarında öfkelerini,
Bilgelik köşede tek başınadır
Neden ve niçinler unutulur,
Kitleler tekbir getirir
Artık korku zamanıdır