Sayfalar

21 Aralık 2011 Çarşamba

Kar / 3. Perde
















ah diyeceksin gelmedi
gelemedi senin şu kar
ne demeli gelmedi gelemedi de
mevsimlerden kış işte kapıda

zaten bilirsin sen
her üç mevsimden sonra
bekliyoruz hep birlikte
soğuyan atmosferi

birde dua meselesi var hani
şu kardan kıştan beslenenlerin ettiği
malum…
sesleri bastırır kar dediğin

10 Aralık 2011 Cumartesi

Kar / 2. Perde





















rüzgarlar kar getiriyor dostum
poyrazdan karayele
lodostan keşişlemeye
soğuk esiyor be çok soğuk

bayram edenler düğün dernek
lanet olası soğuktan çuvalla götürecek
garibanlar dostum ne düşmana ne kadere
zil takıp oynayana yenilecek

havada kar kokusu var kardeşim
aleni gün batısından geliyor
günü karartan yoğun bulutlar
soğuyan doğuya bırakmak için tanelerini

28 Kasım 2011 Pazartesi

Kar














havada kar kokusu var kardeşim
damarları kesilmiş dalların
çürümüş yaprakların ve
tanrı bilir başka pek çok şeyin
bilinen en titiz çöpçüsü… kar

o örttükçe yaraların ve çöplerin üstünü
çevremi kaplayan sessizliğin içinde  
ve düşlerimde görürüm
lanet okuyarak çırpınanları
o keskin soğuk örtünün içinde

havada kar kokusu var kardeşim
kış önümüzde soğuk bir duvar örecek
iki bin on iki gelecek ve zor çok zor geçecek
renkli rüya yok tek dişi kalmış canavar
gözler önünde aşikar çürüyüp gidene dek

havada kar kokusu var kardeşim
kabusum ve felaketim

23 Ekim 2011 Pazar

23 Ekim 2011 Van














her derece bir ayıp
her derece bin kayıp
360 derece dönsem
sonra bir kere daha
ve seneye son bir kez daha
bu ahval ve bu şerait
kim demişse
böyle gelmiş böyle gitmez
yalan demiş
dün erzincan
bu gün van
sırada bizim han

16 Ağustos 2011 Salı

Körfezde














yuvarlanıyor kelimeler ağzımda
gün ortasında beklenmedik
damdan düşen ziyafetin ardında
bulanıyor zihnim oysa midem rahat
ellerim yavaş düşünceler benden uzak
yarın bugün dün belki hiç olmadı
en keyifli anım işte bu fotoğraf
dedik ya ellerim yavaş
ellerim kudretsiz
akşamın son nefesiyle üflese körfez
koyduysan bul en keyifli anı

14 Ağustos 2011 Pazar

Rengi Açık














üçüncü sırada sağdan üçüncü benim
rengi diğerlerinden az açık olan
neden dersen
ne en çok güneşi ben gördüğümden
nede ilk ve son damla hep bana düştüğünden
sadece rengim açık olduğundan

13 Ağustos 2011 Cumartesi

İzmir




öfkeli bir akşam rüzgarı
karar vermiş söküp atacak stresi
güç katsın diye
almış ardına güneşi
yıkar sahili
boyar sahili
estikçe kuvvetle sokaklarda
vurdukça güçle kıyılara
sükun iner masalara
içinde saklı devinimle
anlaşılmaz yaşanır
keyfe sebep egenin öfkesi

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Sert Kabuk















döküp sert kabuklarını kalbimin
öyle bir yumuşattım ki çeperlerini
delinir her yerinden
nerdeyse el değmeden
niçini nedeni yok sorma
bilsem de kalacağımı tek başıma
başladım durmaz artık,
yapacak bir şey yok
güne doğru yürüyüp gitmek dışında
bilirim dağılır bir fiskede
benim olan herşey
saklanışım yürürken
kıyıda köşede
işte bu sebepten

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Deli Pusula
















güvensiz suların enginliğinde
fırtınanın sessizliğini yırtıyor
fırıldak gibi dönen iğnenin sesi
kaygısız rahatlığını arıyorum
bildiğim o güzel koyların
oysa vazgeçtim çoktan
karşı kıyıya varmaktan
almaya geldim tatlı huzuru
okyanusun ortasında
poseidonun öfkeli nefesinden
elimde bir deli pusula
duracak elbet
fırtınanın gözünde

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Sıkıntı















of be sıkıldım bak yine
hep aynı hep yeniden
rüyada bile kalmadı umar
geçmişte bir zaman
istedi de iki kişi olduk diye
geldik bu merkeze
gez göz arpacık değmedi
tek hedefe derken
geliyor kurşunlar hep üstüme
hep göğsüme
derim midir kalın olan
kurşunlar mı dandik anlamadım
henüz anımsatmıyorum
ne kevgiri ne eskiyip yitmiş bir hedefi
lakin keşfedemedim bir türlü
nasıl çıkarılır
şu yuvarlak halka desenli ceket  

27 Haziran 2011 Pazartesi

Taş





















nihayet pek çok on yılın ardından
anladım, tek bir tümceyle
ve hayalimde canlandı
yerebatanda suların altından,
ters bakan medusa’nın gözleri
gün ışığı görmeden geçen
ıslak ve soğuk yüzyılların acısıyla
en masum bakışı yetti,  taş oldu,
kavrulup yanmış bir taş kalbim
geldi çattı şimdi hasat vakti
biçilen mahsul serildi aleni
taş olan yüreğim düven altında,
çakmak çakmak ezip, dağıtır taneleri

14 Haziran 2011 Salı

Yıldızlar














yıldızlar anlattı dün gece
uzay bir boşluk
ve gene yıldızlar anlattı…
boşluk ışıksız
biliyor musun
ardında bir boşluk bıraktın
grup vakti sonrası çöken karanlık gibi
geride kalan anılar hiçlikte asılı yıldızlar
ne zaman tekrar soracaksın
o yukarıdaki bir yıldız mı peyk mi diye

5 Haziran 2011 Pazar

Anahtar














anahtarlıklar gördüm dün
hepsi satılık, bekler dururlar
ardına takılacak bir anahtar
laleler, yelkenliler, tuğralar
daha pek çok desen ve renk
yarab, bize ne çok anahtar gerek
cebimizde bir tomarı,
evi , arabası, yatı, katı
çocukluğumdan hatırlarım
bir araba içi taşınan
kontak, bagaj, depo, üç anahtarı
bu gün hepsine tek,
hemde uzaktan kumandalısı emrimizde
ancak ben yada biz ve belki siz
memleketin kilitlerine çaresiz
kısaca anahtarsız…