Şaşkın

gördüklerimiz engel

görmek istediklerimize

parıldayan madde ki

aslında bir halt değil

yoğun çok yoğun

bir yumaktan başka

alır gözümüzü, kamaştırır

belki sadece beğenilmek,

yada kim bilir ne için

sonra bir gün,

alıştığında göz bebeklerimiz

gün gibi şakıyan, serin sulardan

yansıyarak gelen huzmelere

elden gelmez şaşmaktan ötesi

Oklar

ahengi bozulmuş, ayarı kaçmış,

ne tesviye kalmış, ne şakül doğru…

koruyacağım derken engel olmuş

olsa gene iyide

yol geçmez koyduğu barajın

ne önünden, ne ardından

dayamış sırtını paslı demirlere

imkan yok, değişmez

yaslandığı o tarih öncesi esaret

silkeleyip atmadan

sıra gelecek elbet silkeleyene de…

bekleyecek vakit yok,

artık geçmek gerek öteye

Ekmek

raflar aslan ağzı oldu

oldu olalı unuttum

uzatıpta elimi,
almayı ekmeği

ne gam, dalmış gitmişim

bol reytingli masallara

alışmışım atmaya stresi

beyaz ekranda, puslu vadilerde

o pus ki sarmış çevremi,

döner etrafımda bir puşt gibi

gözlerim, midem bulanık,

kulaklarımda bir uğultu

sanki zamandan önce başlamış

ebede akar…

Yansıma

bir yansıma tüm gördüğün

bilinmez  hangi gerçeğin

ne kadar parlak olsa renkler

hayalden ibaret zihninde canlanan

sorun belli ki açıda

                                 belki fazla sağda,

yada solda,

tanrı bilir yukarıda,

belki de aşağıda

öyle ya, gördüğümüz bir yansıma

göremediğimiz gerçekten uzakta